Uyguladığımız Psikoterapi Yaklaşımları
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT); düşüncelerin, duyguların ve davranışların birbiriyle ilişkisi üzerine yoğunlaşır ve bu ilişkinin insanların yaşamlarındaki etkilerini inceler. Bu yöntemde, terapist ve danışan birlikte çalışarak danışanın mevcut sorunlarının altında yatan düşünceleri ve inançları keşfetmeye çalışır. Ardından terapi sürecinde danışanın düşünceleri ve mevcut problemlerini sürdüren davranışları değerlendirilir ve bu düşünce ve davranışların geçerliliği ve yararlılığı sorgulanır. Böylece işlevsel olmayan düşünce ve davranışlarda değişikliğe gidilerek danışanların yaşam kalitesinin arttırılması amaçlanır.
Bilişsel Varoluşçu Terapi (BVT), psikolojik sıkıntıların temelinde bireyin yaşadığı olaylar ya da durumlar karşısında seçeneksiz olduğunu varsaymasından, olasılıkları reddetmesinden kaynaklandığını öne sürmektedir. Bu seçeneksizliği bireyin kendine üç alanda yaşattığına vurgu yapar. İlki, bilişsel seçeneksizliktir. Bilişsel Varoluşçu Terapi, yaşanan duyguların ve davranışların gerisinde kişinin kendi düşünsel süreçlerin yattığını savunur. Böylelikle danışanın, deneyimlediği sıkıntı verici duygu ve davranışlarının oluşumunda ve değiştirilmesindeki bireysel sorumluluğuna vurgu yapar. Terapist, düşünsel anlamda kendini seçeneksiz hisseden danışana sıkıntı yaşadığı durumlara karşı farklı bakış açılarını keşfetmesi yönünde destek verir. İkinci alan ise bireylerarası seçeneksizlik yani bireylerin aynı olay karşısında farklı düşünce, tutum ve davranış sergileyebilecekleri gerçeğini yok saymaktır. Üçüncü alan ise birey içi seçeneksizliktir. Kişilerin kendilerinin veya başkalarının kişiliklerine yönelik olarak toptancı bir kişilik değerlendirmesi yapma yanılgısında olması ve bunun neticesinde bireylerin hem kendilerinin hem de bir başkasının farklı zamanlarda ve farklı durumlarda bu kişilik etiketlemelerinden farklı bir duruş sergileyebileceklerine dair kabulünün olmayışından bahseder.
Sorun Çözme Terapisi (SÇT), bireyin stresli yaşam deneyimleriyle başa çıkma yeteneğini geliştirmeye yönelik bilişsel-davranışçı bir müdahaledir. Bu yaklaşıma göre, psikolojik sorunların nedeni kişinin problemlerle etkisiz veya uyumsuz başa çıkmasından kaynaklanmaktadır.
Sorun çözme terapisi, bireylerin başa çıkma konusunda gerçekçi ve iyimser bir bakış açısı benimsemelerine ve psikolojik sıkıntılarını azaltmak için yaratıcı bir eylem planı geliştirmelerine yardımcı olmayı amaçlar. Müdahaleler; danışanın sorunlara nasıl yaklaştığını belirleme, mevcut şikayetleri ve bunlara neden olan problemleri tanımlama, problemle ilgili hedef belirleme, soruna alternatif ve yaratıcı çözümler üretme, en uygun çözüm seçeneğini belirleme ve hayata geçirme, sonraki adımları belirlemek için sonucun değerlendirilmesi gibi adımlardan oluşur.
Çift ve Aile Terapisi; çiftler ve aile bireyleriyle birlikte sağlıklı sınırlar çizmek, iletişim sorunlarını aşmak, çatışmaları çözüme kavuşturmak, duygusal sorunların üstesinden gelmek gibi amaçlar doğrultusunda çalışmaktadır. Terapi sürecinde üzerinde çalışılacak sorun alanları belirlenir ve soruna yönelik çözüm yolları üretilerek uygulamaya konulur.
Cinsel Terapi; tıbbi bir nedene bağlı gelişmemiş ya da tıbbi bir nedene bağlı olsa da psikolojik etmenlerin durumu zorlaştırdığı cinsel sorunlar konusunda bireyler ve çiftlerle çalışmaktadır. Terapi sürecinde ise cinsel sorunların altında yatan duygu, düşünce ve davranışlarla çalışılmaktadır.
Grup Psikoterapisi, bir grup insanın bir terapist veya terapistler tarafından yönetilen bir ortamda bir araya gelip, kendileri veya başkaları hakkında konuşmalarını, paylaşmalarını ve çalışmalarını içeren bir psikoterapi yöntemidir. Grup psikoterapisi, kişilerin kendilerini paylaşmalarını ve diğer üyelerin geri bildirimlerini kullanmalarını sağlar. Bu yolla, kişiler kendileri hakkında daha fazla bilgi edinebilir ve diğerlerinin deneyimlerinden yararlanabilir. Grup psikoterapisi, genellikle kişilerin özellikle aynı sorunları ya da zorlukları paylaştığı durumlarda kullanılır, örneğin depresyon, anksiyete, travma, ilişki sorunları gibi. Bu yöntem aynı zamanda kişilerin toplumsal desteği arttırmasına ve kişiler arası iletişimi geliştirmesine de katkıda bulunabilir.